Ekmek müzesi kuruldu

Ankara Büyükşehir Belediyesi Halk Ekmek tarafından 2007 yılında hizmete açılan Türkiye’nin ilk ve tek Ekmek Müzesi başkente misafirlerinin ilgisini bekliyor. Ekmeğin yapılış serüvenin anlatıldığı müzeden kimsenin haberi yok.

Yenimahalle Macunköy Mahallesi Anadolu Bulvarı üzerinde bulunan Ankara Halk Ekmek Satış Mağazası ikinci katta açılan müze 2007 yılında hizmete girdi. Hizmete girdiği günden bu yana vatandaş tarafından varlığı bilinmeyen müze ziyaretçilerini bekliyor. Unutulmaya yüz tutmuş müzenin bulunduğu Halk Ekmek’e ait binada vatandaşların alışveriş yapmak ve dinlenmek için oluşturduğu kalabalık dikkat çekerken Türkiye’nin ilk ve tek Ekmek Müzesi’nin bilinmemesi nedeniyle ziyaret eden yok. Vatandaşın ve çalışanın haberi bulunmadığı müzeye ilgi ve bakım yok. İşte Türkiye’nin ilk ve tek ekmek müzesi…

Dünya ve Avrupa’da birçok örneğine rastlanan ekmek müzesi, Türkiye’de ilk ve tek müze. Müzede konu mankenleri tarafından ekmeğin elle yapılış süreci görülüyor. Mankenlerin bakımsız olduğu dikkat çekerken, yanlarında eski bir radyo bulunması nostalji yaratıyor. Halk Ekmek Fabrikasının ikinci katta bulunan müzeye yeterli ilgi olmaması ve bilinmemesi virane havası yaratıyor. Sandalyelerin kaldırılması ve ziyarete kapalı görüntüsü verilmesi de dikkat çekiyor. İlgililerin bir an evvel gereken bakım ve tanıtım faaliyetlerinden sonra halkın hizmetine sunulması bekleniyor.

Müzedeki eserler arasında 200 yıllık araç gereçler bulunuyor. İnsan yaşamında önemli bir yere sahip olan ekmeğin Anadolu uygarlıkları döneminden günümüze kadar geçirdiği üretim aşamalarını ve üretim süreçlerini yeni nesillere aktarmak amacı bulunuyor. Müzede, bazı eserlerin ne olduğuna dair olması gereken bilgi kartlarının olmaması da dikkatten kaçmıyor.

Ankara Halk Ekmek Eski Genel Müdürü Ali İlkbahar konu ile ilgili yaptığı açıklamada, “Bu milletin kültüründe ekmeğin çok önemli bir yeri vardır. Herkesin hayatının bir parçasıdır. Bunun için insanların hayatına dokunalım, insanlara ekmeğin geçmişini anlatalım istedik. Aynı zamanda ekmek bir nimettir. Bizim toplumumuzda bir ekmek bir de Kuran-ı Kerim’i öpüp başımıza koyulur. Yani demem o ki böylesine değerli bir nimetin geçmişinin anlatıldığı bu yere sahip çıkılmalı. İnsanlara gösterilmeli. Tanıtımı sağlanmalı. İnsanımız böyle bir kültürün nimetin ne anlama geldiğini öğrenmeli” dedi.

Ekmeğin serüvenin anlatıldığı müzede, tarla sürümünde kullanılan; dızgara, karasaban, pulluk yer alırken, hasat zamanında kullanılan; düven, tırmık, sap çekme aleti, orak, anadut, yaba, dirgen, buğday küreği, tırpan, çuval, sepet, kalbur, kağnı, yağ saklama kabı, un teknesi, bakır sini, ekmek selesi sergileniyor.

Günlük hayattan araç gereçlerinde bulunduğu müzede; bacalı küp, bakraç ve saklama kapları, beze teknesi, buğday ve un deposu, bulgur kırma merdanesi, çift kulplu testi, dibek ve toknağı, dibek topuzu, ekmek saçı, fırın küreği, gaz lambası, hamur açma tahtası, tekli hamur açma tahtası, ekmek tekneleri, havan, kaşıklık, küp, maşa ve ateş karıştırıcı, sap gerdirme halkası, sap pençesi, taş el değirmeni, yayık ve yayık yayma sopası da sergilenenler arasında yer alıyor.