Ekmeğin Sesi

Murat Yalçın: Deprem bölgelerinde yeni fırınların açılması için daha neyi bekliyoruz!

Gündem

AYFD Başkanı ve Ekmeğin Sesi Genel Yayın Yönetmeni Murat Yalçın, 6 Şubat'ta merkez üssü Kahramanmaraş'ta meydana gelen 7.7 ve 7.6 şiddetindeki deplerde en çok etkilenen iller arasında yer alan Hatay'daki ekmek ve unlu mamuller ihtiyacının giderilmesi için çağrıda bulundu.

AYFD Başkanı Murat Yalçın, şunları söyledi:

"Öncelikle, depremde hayatını kaybeden yurttaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum.

TÜM TÜRKİYE'NİN BAŞI SAĞOLSUN!..

Türkiye ekmek ve unlu mamuller sektörü olarak deprem bölgelerinde halkımıza sıcak ekmek yedirmek, asli görevimiz olmalı…

Ülkece yüzyılın felaketi dediğimiz büyük bir afet yaşadık. Deprem, bir çok ilimizde tarifi imkansız acılar bıraktı. Türkiye zor günlerde olduğu gibi siyaset, din, dil, ırk ayırt etmeksizin tek yürek oldu. Gönüllü yurttaşlarımızın bireysel uğraşlarının yanısıra, belediyeler, vakıflar, dernekler, meslek odaları, iş insanları, cemaatler maddi – manevi deprem bölgelerine koştu.

Yardım kampanyalarıyla depremzede vatandaşlarımızın yaralarını sarmak ve her türlü ihtiyacını karşılamak için seferber oldu.

Arama – kurtarma ekiplerimiz canları pahasına çok zor şartlarda hayatlar kurtardı. Bazıları, bu uğurda hayatını kaybetti. Bir çok uluslararası yardım kuruluşları, devletler bölgeye insani yardım ve arama kurtarma ekiplerini gönderdi.

MİLLET OLARAK TEK YÜREK OLDUK

Devletin yükünü hafifletmek için millet olarak gönüllü ordusu oluşturduk. Bu şerefli millete yakışan da, ancak bu olurdu zaten… İlk günden bu yana her bir yurttaşımız elini taşın altına koydu. Felaketin ilk gününden bu yana gönüllü ordusu, deprem bölgelerinde hizmet vermeye başladı. Ben de meslektaşlarımla beraber felaketin yoğun yaşandığı Hatay bölgesinde gönüllü ordusuna katıldık. Hatay’da ekmek ihtiyacının olduğunu öğrenmiştik. Hazırlıklarımızı yaptık, her vatandaşımız gibi yola koyulduk. O günden bu yana, Hatay’daki ekmek ihtiyacının bir kısmını giderebilmek için bölgede yurttaşlık görevimizi yapıyoruz. Hatay’a ilk gittiğimizde, gördüğümüz manzarayı tarif etmek imkansızdı. Sanki, kıyamet kopmuştu! Hatay ‘hayalet şehre’ dönmüştü. Bu manzara, yüreğimizi dağladı. Buna rağmen o yürekli arama – kurtarma ekipleri sabretti, canlar kurtarılıncaya kadar mücadeleyi bırakmadı.

MİLLET, DEVLETİN YOKLUĞUNU HİSSETTİRMEMEK İÇİN SAHADAYDI

Aşevi kuran, çadır kent kuran, arama – kurtarma faaliyetleri için iş makinelerini getiren, hijyen malzemesi dağıtan, çocuklara oyuncaklar getiren yüreği dağlanmış, milli seferberlik başlatmış gönüllü ordusu, depremzede vatandaşlarımız için oradaydı. Nereden bakarsak bakalım, unutulmayacak bir travma…

“Hatay’da ekmek ihtiyacı var” diye tüm mecralardan duyurmamıza rağmen bizi temsil eden kurumlardan hiçbir dönüş alamadık! Neticede, hep demiyor muyuz, “Fırıncı olmak zordur. Savaşta, depremde, hastalıkta biz ekmek üretmeye devam ederiz. Fırıncılık kutsal bir meslektir.” Hatay’da sağlam fırın kalsaydı, zaten oradaki meslektaşlarımız da ekmek üretmeye devam ederdi. Ne yazık ki, ekmek üretecek fırın yoktu. Çok fazla fırıncı ve çalışanı depremde hayatını kaybetmişti. Sağlam kalan fırınlar ise, hasarlıydı. Hayatta kalan meslektaşlarımız çaresizdi. Yakınlarını, sevdiklerini, ekmek teknelerini kaybetmişti.

EKMEK SORUNUNUN YAŞANDIĞI İLÇELERİMİZ

Peki, Türkiye ekmek ve unlu mamuller sektörü olarak biz neden Hatay’da değildik!

Hatay merkez,

Antakya,

Samandağ

Kırıkhan

gibi ilçelerde yaşayan yüzbinlerce vatandaşımız, kolluk güçlerimiz ve gönüllü ordusu var. Ciddi oranda bir ekmek talebi söz konusu. Fakat, bölgeyi incelediğimizde MEMAK Makine’nin mobil fırını, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin mobil fırını, Milli Eğitim’in mobil fırını ve birkaç tane daha mobil fırın depremzedeler için ekmek üretiyor. Bir mobil fırınının günlük kapasitesi 15 – 20 bin arası… Biz de, askeri kışla içerisinde bize sağlanan müstakil binada İstanbul fırın olarak çift vardiya çalışmamıza rağmen, ancak 50 bin ekmek üretebiliyoruz. Bölgede, az hasarlı olan 4 adet fırınımız yakın zamanda faaliyete geçti. Jeneratörlerle ekmek üretmeye çalışıyorlar. İşte, tablo bu kadar vahim!..

EKMEK BÖLGEYE GELENE KADAR EZİLİYOR! YA DA BAYATLIYOR!

Anlıyoruz ki, Hatay’da ekmek ihtiyacı devam ediyor. Mesele, sadece ekmek de değil aslında… Oradaki insanlarımızın sıcak simit, poğaça yemeleri ne kadar önemli… Çocukların simit gördüğündeki heyecanı, yürek burkuyor. Bölgede, halkın sabah, öğle ve akşam yemek ihtiyacını karşılayan çok fazla aş evi var. Fakat, onların ekmek tedariğini sağlayabilecek yeteri kadar fırın yok. Dışarıdan gelen ekmek yardımı da çare olmuyor. Ekmek bölgeye gelene kadar eziliyor, ya da bayatlıyor.

Ayrıca, önümüz mübarek Ramazan ayı…

Türkiye Fırıncılar Federasyonu ve Türkiye’de faaliyet gösteren fırıncı odaları, esnaf odaları, ticaret odalarındaki komite temsilcilerimiz daha ne duruyorsunuz?

Ekmek makineleri üreten uluslararası fabrikalarımızın kıymetli sahipleri, ne bekliyorsunuz?

Ekmek üretecek, fırında çalışacak gönüllü lazım diye, haykırdığımız halde hiçbir dönüş alamadığımız meslektaşlarımız, daha ne bekliyorsunuz?

Eğer, Türkiye’nin bir ilinde ekmek ihtiyacı varsa ve bu giderilemiyorsa, bu sektörün ayıbıdır. Yüzbinlerce paydaşın olduğu bu dev sektör, Hatay’ın ekmek tedariğini karşılayamadıysa bu ayıp hiçbir zaman unutulmayacaktır.

Takdir kamuoyunun…

Herkes, deprem bölgeleri için elinden geleni elbette yapmıştır. Hiç kuşkusuz yapacaktır da… Bunun için övgü gerekmez. Bu bir yurttaşlık görevidir. Yaraların bir an evvel sarılmasını Allah’tan niyaz ederim.

Saygı ve hürmetle…"

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.