Ekmek üretiminin temel taşı olan un fiyatları, yılın ilk günlerinden bu yana küresel ve yerel piyasalardaki hareketlilikle birlikte öngörülemez bir seviyeye ulaştı. Fırıncıların en büyük gider kalemini oluşturan unun yanı sıra, mayadaki dışa bağımlılık ve yardımcı maddelerdeki fiyat katlanmaları, üretim maliyetlerini her geçen gün yukarı çekiyor. Ancak sorun sadece ham maddeyle sınırlı değil. Fırınların 24 saat boyunca sönmeyen ateşini besleyen doğal gaz ve elektrik faturaları, son bir yılda yapılan güncellemelerle esnafın belini büken en büyük yüklerden biri haline geldi. Bu yüksek enerji maliyetleri, fırıncıların her sabah çıkardığı her bir ekmeğin üzerine sessiz birer maliyet olarak biniyor.
İşçilik ve İşletme Giderlerinde Önlenemez YükselişFırıncılık, sadece un ve suyun buluşması değil, büyük bir insan gücü ve emek yoğun bir süreçtir. Asgari ücretteki artışlar ve buna bağlı olarak yükselen SGK primleri, fırın sahiplerinin personel maliyetlerini ciddi oranda artırdı. Uzmanlık gerektiren fırın ustalığının zorluğu ve sektördeki kalifiye eleman ihtiyacı, işçilik maliyetlerini genel enflasyonun da üzerine taşıdı. Bununla birlikte, fırınların dağıtım ağında kullandığı araçların yakıt giderleri ve her geçen gün katlanan dükkan kiraları da eklendiğinde, ekmeğin satış fiyatı ile üretim maliyeti arasındaki makas fırıncı aleyhine kapandı. Esnaf, artan bu giderleri aylarca kendi sermayesinden feragat ederek sübvanse etmeye çalışsa da, sürdürülebilirlik sınırı çoktan aşıldı.
Fiyat Güncellemesi Bir Tercih Değil ZorunlulukKamuoyunda ekmek fiyatlarına gelen tepkiler genellikle sadece satış rakamı üzerinden değerlendirilse de, fırıncı esnafının karşı karşıya olduğu reel enflasyon, açıklanan resmi rakamların çok üzerinde seyrediyor. Fırıncıların yaptığı fiyat güncellemeleri, aslında sektörün çarklarının dönmeye devam etmesi için atılan mecburi bir adımdır. Eğer bu düzenlemeler yapılmazsa, artan maliyetler altında ezilen mahalle fırınlarının birer birer kapanması ve binlerce kişinin istihdam dışı kalması kaçınılmaz görünüyor. Dolayısıyla ekmeğe yapılan her kuruşluk artış, aslında fırıncının cebine giren bir artı değer değil, yarın sabah yine sıcak ekmek üretebilmek için verilen bir can suyudur.
Ekmeğin Geleceği Esnafın Korunmasından GeçiyorTürkiye genelindeki fırıncı odaları ve temsilcileri, fırıncının tek amacının halka en kaliteli ve hijyenik ekmeği ulaştırmak olduğunun altını çiziyor. Ancak "fırıncı da bir tüketici" gerçeğinden hareketle, esnafın da geçindirmek zorunda olduğu bir ailesi ve ödemek zorunda olduğu borçları bulunduğu unutulmamalıdır. Ekmek fiyatlarındaki artışın haklı zemini, sadece yükselen rakamlarda değil, fırıncıların her türlü zorluğa rağmen bacayı tüttürme gayretinde gizlidir. Fırıncı esnafının bu haklı mücadelesine destek verilmesi, sofralarımızdaki ekmeğin kalitesinin ve devamlılığının en büyük teminatıdır.