Buğday üretimi neden yetersiz?

Son dönemlerde Türkiye’nin ürettiği buğdayın kendisine yetmediği tartışmaları sürerken Habertürk yazarı Kemal Öztürk, "Ekmek Kavgası" yazı dizisinde konuyu verilerle ele alıyor. Türkiye son üç yıldır buğday ithal ederek açığını kapatıyor. Yıllık buğday açığımız 2,5-3 milyon ton arasında değişiyor. Peki bunun arkasında hangi nedenler yatıyor?

Ekonomi 21.12.2021, 16:03 21.12.2021, 16:03
Buğday üretimi neden yetersiz?

Kemal Öztürk ([email protected])

Çocukken bir değirmene gitmiştim. Harman yerinden yeni hasat edilmiş buğdaylar oraya getirilip, öğütülüyordu. Ortaya çıkan taze un kokusu, beyaz toz hala hafızamda. Türkiye’nin en modern yeni nesil değirmenlerinden birine girdiğimde, aynı kokuyu aldım, hatıralarım canlandı.

TÜRKİYE DÜNYANIN EN BÜYÜK UN İHRACATCISI

Amasya’da binlerce ton buğdayın getirilip, el değmeden una çevrildiği bu son teknoloji un fabrikasını gezerken, Türkiye adına gurur verici durumu da dinliyordum bir yandan.

Türkiye dünyanın en büyük un üreticisi ve ihracatçısı. Buğdaydan nerdeyse 20 çeşit un elde ediliyor.

Bu modern değirmenlerin makineleri, teknik malzemeleri ve elektronik sistemlerinde de dünyada bir numara ülkemiz.

Bu etkileyici tesisler sayesinde dünyadaki un ticaretine hakim olduğumuz gibi makarna, bisküvi gibi undan yapılan ürünlerde de ilk sıradayız.

2020 yılında 7.5 Milyon ton buğday, un ve çeşitli ürünlere dönüştürülerek ihraç edildi.

DÜNYA BUĞDAYI ANADOLU’DAN ALDI

Bulduğumuz topraklar, buğdayın doğduğu topraklar aslında. Yaklaşık 12 bin yıl önce Anadolu’da ıslah edilen buğdayı dünya bizden alıp ülkelerine götürdüler.

Dolayısı ile dünyanın en stratejik besinlerinden biri olan buğday üretimi konusunda dünyada adımız hatırı sayılır bir yere sahip.

Gelin görün ki bugün buğday üretimi konusunda bu kadar iddialı değiliz. Çin, Hindistan, ABD, Rusya, Kanada, Fransa, Ukrayna, Almanya, Pakistan, Avustralya’dan sonra Türkiye dünya sıralamasında 11. sırada.

Buna karşın un ve mamul üretiminde birinci sırada olmamız bizi biraz teselli ediyor.

ACI GERÇEK TÜRKİYE’NİN BUĞDAY ÜRETİMİ KENDİNE YETMİYOR

Son dönemlerde Türkiye’nin ürettiği buğdayın kendisine yetmediği çok tartışıldı.

Tarım Bakanlığı, yeterli üretimimiz olduğunu, ihracat nedeniyle buğday ithal ettiğimizi söylüyor sürekli.

Ayrıca TÜİK verileri de üretimimizle tüketimimizin denk olduğunu ifade ediyor.

Bu konuyu çok araştırdım ve birçok uzmanla görüştüm. Gerçek durumun böyle olmadığı kanaatine vardım.

Hem de TÜİK’in kendi verileri bunu ortaya koyuyor.

Sonda söyleyeceğimi önce buraya yazayım:

Türkiye son üç yıldır buğday ithal ederek açığını kapatıyor. Yıllık buğday açığımız 2,5-3 milyon ton arasında değişiyor.

Detayını açıklayayım.

TÜİK verilerine göre Türkiye, 2019’da 19 milyon, 2020’de 20.5 milyon ton buğday üretti.

Buna karşılık TMO’dan aldığım verilere göre, 2019’da 9.8 milyon, 2020’de 9.7 milyon ton buğday ithal ettik.

Bu ithal buğdayın 2019 ve 2020’de 7.5 milyon tonuna denk gelen kısmını ihraç ettik.

Ülke olarak yılda 20 milyon ton buğday tüketiyoruz. Bu durumda ürettiğimiz tükettiğimize gidiyor diyelim.

İthal ettiğimiz 9.8 milyon tonun 7.5 milyon tonunu ihraç ettiğimize göre, geriye kalan 2 milyon ton ithal buğday ne oldu?

İşte bu buğday iç piyasadaki açığımızı kapatmak için kullanıldı.

TÜİK verilerinin kendi kendisiyle çelişen bir başka rakamı da açıkladığı 'buğday yeterlilik' oranı.

Toplam buğdayda yeterliliğimiz % 89.2, ekmeklik buğdayda ise % 82 olarak açıklandı.

Yani üretimimiz 20 milyon ton olduğuna göre, toplam buğdayda (%10) 2 milyon, ekmeklik buğdayda (% 18) 3.6 milyon ton açığımızın olduğu ortaya çıkıyor.

İşte buğdayda kendi kendine yetemeyen ülke olduğumuzun gerçeği bu rakamlardır.

TÜİK NEDEN RAKAMLARI DOĞRU VERMİYOR?

TÜİK her sene hasat yılı başında, yani Nisan ayında ilk buğday üretimi tahmininde bulunur. Bu verileri de Tarım Bakanlığı’ndan alır. Tarım Bakanlığı da illerdeki Tarım İl Müdürlüğünden toplar bu verileri.

O yıl ne kadar buğday üretileceğini bu tahmini rakamlar açıklar. Bu aslında pazardaki fiyatların oluşumunu, iç pazarın talebini karşılamıyorsa, ne kadar ithalat yapılacağını da belirler. Sonra ikinci tahmin, ardından son ve kesin üretim rakamları ortaya çıkar.

TÜİK son üç yıldır ilk tahminlerinde rakamı tutturamıyor. 2021 yılında ise üretim rakamımızı ilk defa 17.5 milyon Ton olarak açıkladı. Bu tahmin değil kesin rakam. Oysa neredeyse 20 yıldan beri üretimimizin 19-21 milyon arasında olduğunu açıklardı.

Bu yıl aşırı kuraklık nedeniyle rekoltede ciddi düşüş var. Ancak görüştüğüm uzmanlar, 17.5 milyon ton rakamının da gerçek olmadığını, üretimimizin daha düşük olduğunu söylüyor. Piyasa aktörleri bu rakamın 15 Milyon ton civarında olduğunda ısrarlı.

Yani 5-6 Milyon ton buğday açığı ithalatla kapatılacak.

Şu ana kadar TMO 5 milyon, özel sektör 2 milyon küsür olmak üzere, ithalat 7 milyon tonu geçmiş durumda.

Mayıs 2022 tarihine kadar ithalat devam edecek. Sonunda toplam rakam ortaya çıkacak.

RAKAMLARIN DEĞİŞTİRİLMESİNİN NEDEN SİYASİ

Peki neden rakamlar değiştiriliyor?

Sanırım en başta bunun siyasi olduğunu söylememiz gerekir. Buğdayın ana yurdunda kendine yetecek kadar buğday üretemeyen bir ülke konumuna düşmek istemiyor olabilirler yöneticilerimiz. Tarım Bakanlığı ve TÜİK de bunun müsebbibi olmak istemiyor anladığım kadarıyla.

Oysa görüştüğüm tarım uzmanları, uncular, büyük ekmek üreticileri ve buğday ithalatçıları gerçek rakamları biliyorlardı.

İşin ilginci bürokratlar da bu gerçeği biliyor. Ancak herkes gerçek olmayan rakamlar üzerinden konuşuyor nedense.

Oysa bu açığımızı bilsek, belki de tarım politikamızı değiştirip, daha çok buğday üretecek bir düzenlemeye gideceğiz.

İşin ürkütücü tarafı şu ki, 2022 yılında buğday üretim alanlarında yaklaşık %10-15 arasında başka ürün ekimine doğru kayma olduğunu söylüyor uzmanlar.

Yani rekolte daha da düşecek. Allah korusun iklim koşulları geçen seneki gibi kötü giderse, daha fazla buğday açığı yaşanacak.

HUBUBATIN MERKEZ BANKASI TMO

'Hububat' dediğimiz buğday, Mısır, Arpa, Fasulye, Mercimek gibi ürünlerin, arz ve talep dengesini Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) düzenler. Türkiye’nin en eski ve en güçlü kurumlarından biridir.

Tıpkı Merkez Bankası gibi, serbest piyasadaki fiyat oluşumuna doğrudan müdahale eden, alım ve satımla pazarın dengesini kuran bir kurumdur.

Ülkenin son üç yıldır verdiği buğday açığını da TMO ve (TMO izniyle) özel şirketler ithalat yaparak kapatıyor.

TMO bunu yaparken çoğu kez de zarar etme pahasına buğdayı pahalıya alıp, iç pazara ucuza satıyor. Yoksa vatandaşlar ekmeği daha pahalıya yemek zorunda kalacak. TMO zararını Hazine’den karşılıyor.

Bu yıl TMO, TÜİK verilerini değil, kendi saha elemanlarının verilerini baz alarak hareket etti. Kuraklık nedeniyle buğday açığının çok olacağını Haziran ayında tespit etti aslında.

Ancak piyasayı bilenler, TMO’nun bu açığı görmesine rağmen yeterli derece ithalat yapmadığını, depolarını doldurmadığını söylüyor.

Bunun da fiyatların artmasına neden olduğu iddiasınalar.

Zamanında yeterli buğday almayınca, sonraki zamanlarda yeniden ithalat yapmak zorunda kaldı ve bu kez çok yüksek fiyatlardan buğday alarak zararını daha da büyüttü.

TMO GENEL MÜDÜRÜ: DEPOLARIMIZ DOLU, SORUN YAŞAMAYACAĞIZ

TMO genel Müdürü Ahmet Güldal, bu eleştiriyi kabul etmiyor. Haziran ayından itibaren ithalat yaptıklarını, ihalelerinde 300 bin ton üzerinde alım yaptıklarında dünya piyasasında buğday fiyatını arttırmaya etki etme tehlikesinin oluşacağını söylüyor. Ayrıca limanlardan mal çekme kapasitesi ve talep ettikleri buğdayın karşılanma sorunun da olduğunu ifade etti görüşmemizde. Önümüzdeki günlerde herhangi bir buğday ve un sorunu yaşanmayacağını da ekledi.

TMO, yaptığı ihalelerde kaçtan buğday aldığını söylemiyor ama tıpkı TÜİK rakamlarının gerçeğinin bilinmesi gibi, tüm piyasa kaç ton ve kaç dolar bedelle buğdayın aldınğını biliyor.

TMO Haziranda tonunu 280 dolardan aldığı buğdayı, Kasım’da 385 dolardan aldı.

Bunu tamamen emek yapımında kullanılmak üzere kampanyalı olarak iç pazara sürdü. Hem de büyük zararı göze alarak.

EKMEĞİ DEVLET SÜBVANESE EDİYOR

TMO son ihalede 385 dolara aldığı buğdayı değirmencilere 155 dolardan verdi. Aradaki 230 dolarlık farkı görev zararı olarak bütçesine yazdı.

Serbest piyasada 50 KG bir çuval ekmeklik un 335-350 TL arası, TMO unu ise 200-210 TL’den satılıyor.

TMO’nun şu ana kadarki zararının 400 milyon doları geçtiği biliniyor.

Mayıs ayına kadar bu sübvansenin devam edeceği düşünülürse, zararın 700 milyon doları geçmesi bekleniyor. Bu para Hazine’den karşılanacak.

Sosyal devlet politikası açısından bu sübvanse belki normal karşılanabilir. Zira bu olmasa ekmeğin fiyatının hemen 5 TL olması içten bile değil.

Ancak Hazine bu zararı ne kadar göğüsleyebilecek bilinmiyor. TMO değirmenciye vereceği fiyatı arttırdığı anda ekmek fiyatları da artacak. Nitekim Ağustos ayında fiyatı arttırmış ve ekmek zamlanmıştı.

TARIMDA NEREDE HATA YAPILIYOR?

Neden buğday üretimimiz düştü, neden kendimize yetemiyoruz?

Bunun çok kapsamlı ve detaylı tartışılması gerek.

Ancak başlıca şunları söylemeliyiz:

Bir kere son 20 yılda tarım alanları %20, buğday ekilen alanlar % 25 azaldı. Topraklarımızın azalmasına rağmen Tarım Bakanlığı’nın geliştirdiği tohumlar, tarım teknikleri ve eğitim çalışmaları nedeniyle üretimde verimlilik arttırıldı ama yetmedi.

Fakat özellikle kırsal alandaki nüfusun azalmasıyla tarımla uğraşan nüfus da azaldı. Bu çok önemli bir etken. Kent, kırsal nüfusundaki dengesizlik tarımı en çok etkileyen faktör.

Aslında Tarım Bakanlığı’ndaki bürokratlar, üniversitelerdeki tarım akademisyenleri dünyada söz sahibi olacak kadar yetkinler.

Gelin görün ki siyaset ve devlet yönetimi, bu insanları yeterince verimli kullanmıyor.

SİYASET TARIMI NASIL KÖTÜ ETKİLİYOR?

Sadece bir örnek vereyim konu daha iyi anlaşılır.

Tarım bürokrasisi geçtiğimiz yıllarda havza bazlı bir planlama yaparak, hangi bölgede hangi ürün yetiştirilirse daha iyi verim alınır diye bir harita hazırladı. Bu ürünler bu bölgelere ekildiğinde teşvik verilmesiyle çiftçi ve köylü bu politikaya yönlendirilmiş oldu.

Ancak bu havzalardaki yerel siyasetçiler ve aktörler, "Neden bizim bölgemize (örneğin) mısır ekimine, pamuk ekimine teşvik verilmiyor?" diye kazan kaldırdılar.

Gidip tarım bakanının, başbakanın kapısına dayandılar. Onlar da, "Çünkü bilimsel olarak sizin havzanızda bu ürünlerin yetiştirilmesi doğru değil" diyeceklerine, uzmanların hazırladığı planlamayı değiştirdiler. Şu anda havza bazlı planlama bozulmuş durumda.

Sonra ne oldu biliyor musunuz?

Ülkenin buğday deposu olan Konya’da sulu tarım yaygınlaştı, daha karlı diye Mısır ekildi. Hem en temel ihtiyacımız olan buğday azaldı, hem de yer altı suları fazla tüketilince obruklar oluştu, göller kurudu.

Bir siyasi kararın nelere etki ettiğini görebildik mi?

TARIMA ACİL YENİ POLİTKA BELİRLENMELİ

Tarım sektörünü izleyen uzmanlar, bu yıl Güneydoğu, Ege bölgelerinde pamuk, mısır gibi karlı ürünlerin ekiminin arttığını, buğdaydan kaçıldığını, bu nedenle buğday üretiminin % 10-15 daha azalacağını söylüyor.

Bir de artan gübre fiyatları nedeniyle çiftçinin daha az gübre kullanmasından, sertifikalı tohumların daha az tercih edilmesinden dolayı da yaşanacak kalite ve rekolte kaybını da buna eklemek gerek.

Sadece buğday değil, bir çok üründe tarım dengesinde ciddi bir bozulma var. Güçlü bir ‘tarımpolitik’ planlaması yapılmazsa gerçekten dışa bağımlı bir hale gelme ihtimalimiz var.

Şu anda buğday, mercimek, mısır, fasulye, arpa, pirinç, soya ürünlerinde maalesef dışa bağımlıyız.

Bu büyük tehlike.

Önlem almazsak bu bağımlılık kalemleri daha da artacaktır.

Kaynak: HaberTürk

Yorumlar (0)
5
kısa süreli hafif yoğunluklu yağmur
Namaz Vakti 15 Kasım 2025
İmsak 06:49
Güneş 08:21
Öğle 13:10
İkindi 15:29
Akşam 17:49
Yatsı 19:16
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 12 29
2. Fenerbahçe 12 28
3. Trabzonspor 12 25
4. Samsunspor 12 23
5. Göztepe 12 22
6. Beşiktaş 12 20
7. Gaziantep FK 12 19
8. Alanyaspor 12 15
9. Konyaspor 12 14
10. Çaykur Rizespor 12 14
11. Kocaelispor 12 14
12. Başakşehir FK 12 13
13. Antalyaspor 12 13
14. Gençlerbirliği 12 11
15. Kasımpaşa 12 10
16. Kayserispor 12 9
17. Eyüpspor 12 8
18. Fatih Karagümrük 12 7
Takımlar O P
1. Bodrum FK 13 27
2. Pendikspor 13 26
3. Amed SK 13 26
4. Esenler Erokspor 13 25
5. Çorum FK 13 25
6. Erzurumspor FK 13 23
7. Van Spor FK 13 20
8. Bandırmaspor 13 20
9. Iğdır FK 13 19
10. Serik Belediyespor 13 19
11. Keçiörengücü 13 17
12. Boluspor 13 17
13. Sivasspor 13 17
14. Sakaryaspor 13 17
15. İstanbulspor 13 14
16. Sarıyer 13 11
17. Ümraniyespor 13 11
18. Manisa FK 13 10
19. Hatayspor 13 4
20. Adana Demirspor 13 1
Takımlar O P
1. Arsenal 11 26
2. Manchester City 11 22
3. Chelsea 11 20
4. Sunderland 11 19
5. Tottenham 11 18
6. Aston Villa 11 18
7. Manchester United 11 18
8. Liverpool 11 18
9. Bournemouth 11 18
10. Crystal Palace 11 17
11. Brighton & Hove Albion 11 16
12. Brentford 11 16
13. Everton 11 15
14. Newcastle United 11 12
15. Fulham 11 11
16. Leeds United 11 11
17. Burnley 11 10
18. West Ham United 11 10
19. Nottingham Forest 11 9
20. Wolverhampton 11 2
Takımlar O P
1. Real Madrid 12 31
2. Barcelona 12 28
3. Villarreal 12 26
4. Atletico Madrid 12 25
5. Real Betis 12 20
6. Espanyol 12 18
7. Athletic Bilbao 12 17
8. Getafe 12 17
9. Sevilla 12 16
10. Deportivo Alaves 12 15
11. Elche 12 15
12. Rayo Vallecano 12 15
13. Celta Vigo 12 13
14. Real Sociedad 12 13
15. Mallorca 12 12
16. Osasuna 12 11
17. Valencia 12 10
18. Girona 12 10
19. Levante 12 9
20. Real Oviedo 12 8

Gelişmelerden Haberdar Olun

@